Kalp masajı kesinlikle sert bir zeminde yapılmalıdır. Doğada daha kolay olsa da bazen karambolde hasta yatağında, bir aracın arka koltuğunda da kalp masajı yapılarak kazazedenin yaşama şansı ziyan edilmektedir.
Prensipte bir pompa olan kalp, “ekstrakardiak” dediğimiz göğüs dışı kalp masajında göğüs kemiğiyle omurga arasında sıkıstırılır. Bu esnada kaburgalar kırılabilir. Hatta etkili bir kalp masajında genellikle bu durum olusur. Göğüse basınç uygularken diger dokuların en az zarar görmesine çalışılmalıdır.
Bir eline boyun hizasında tutan “ilkyardımcı”, kaburga yaylarının birleştiği yerdeki kırılgan kemik parçasını hissetmeye çalışır. Daha sonra Xiphoid denen bu parçayı kollamak için üç ya da dört parmak yukarıya, tam orta hatta (çene ucundan göbeğe çekilen çizgi üzerinde), elin başparmak hizasındaki bölümünü koyarak diğer elin parmaklarıyla, göğüs üzerindeki elin parmaklarını yukarıya çekerek, tamamen dik bir şekilde masaja başlar.
Normalde 70 kiloluk ve gögüs duvarında bir anormalliği olmayan bir kimsede gögüs 3-4 santim içeri itilebilir. Bu esnada kollar düz, omuzlar dik, hareket belden, vücut ağırlığıyla olmalıdır. Bu işlemleri yaptığınız sürece kazazedenin ciğerleri ciğerleriniz, kalbi ellerinizdir. Gözbebeklerinde ışığa cevap oluşmaya başladıysa ve vücut rengi normale dönüyorsa, işlemi bazen bir saati aşkın süre, kazazede kendi başına nefes alıp boynundaki sahdamardan (carotis arteri) nabız hissedilinceye kadar sürdürmemiz gerekebilir. Sirtüstü yatan bir kimsede geriye kaçarak, solunum yollarını tıkayan dil, boyun desteklendikten sonra, kafanın basitçe geriye itilerek çenenin çekilmesiyle bertaraf edilebilir. Çok kritik olan saniyelerden dilin çekiştirilmesiyle uğraşılmamalıdır. İki kişinin yaptığı ilkyardımda suni solunum ve kalp masajı aynı anda yapılmaz. Kazazedenin farklı yanlarında duran “ilkyardımcılar” arasında, kalp masajı yapan kişi, yüksek sesle sayarak solunumcuya sırasının geldiğini bildirir